Cenâb-ı Resûl’ü, İlliyyîn’e, Mi’rac’da Cebrail kavuşturmuştur.
Mekke ile Kudüs arası Mirac’ın ilk merhâlesini teşkil eder…
Abid olarak…
Ötesi bizce meçhul…
Bir şey söyleyemeyiz.
Namaz, müminin Miracı olduğuna göre; câmi, kulun illiyyîne çevrilerek, Mirac’a
gitmesine aracılık yaptığından, Cibril-i Eminin yerini tutmaktadır…
Bundan dolayı, Cibril-i Emin, Mescid-i Aksâ’da, Resûlün Enbiya ervahına imam olduğu yerde, ilk ezanı okumuştur..
Ervaha imam olan Cenâb-ı Resûlün hareket noktası, mekânda cesedi ile Mekke’de olduğıı için, bir gün, Medine’de Mescid-i Aksa’ya doğru namaz kılınırken, Resûle Mekke’ye dönmek emr-i vahyi gelmiş ve hemen Mekkeye dönmüştür.
Mekke, illiyyîne gitmek arzusuna talib abdin hareket noktası, yâni Mirac’ın başlangıcı olduğundan, namazda Kâbe’ye dönülür…
Ruhanî Âlem kapısı,
Rızaya giden yol,
Cemâle giden nûr yolu,
Melekûtun hareket noktası,
Ruh âleminin görünür merkezidir, Kâbe…
Onun için Receb Ayı Allah’ın Ayı.
Bu ayın yirmi yedinci günü de Mi’rac Gecesidir bilirsiniz.
Niye efendim Receb’in başında olmadı, ortasında olmadı da yirmi üçünde oldu.
Bu başka mesele.
Onun için Kur’ân-ı Azimüşşanda.
BismillâhirRahmânîrrahim.
“Sübhanellezi esra bi abdihi leylem minel mescidil harami ilel mescidil aksallezi.”
“Subhanellezi”, Aman Yâ Rabbî. Allah’ın kudretine bak demek Türkçesi.
“Subhanellezi”, aman aman aman bu ne büyük kudret bizim aklımız almıyor!.
Esra, götürdü, yürüttü, aldı gitti.
Bi abdihi, kulunu. Leylem, gece vakti.
“Efendim acaba Rasûlullahu Sallallahu Aleyhi Vessellem, Mekke’den Kudüs’e ruhen mi gitti yoksa nasıl?”
Bi abdihi, abid abid. Abid demek; cesedin içinde ruh demektir.
Şimdi ruhumuz çıktı mı ruh gider, geriye bazen cesed kalır, lâşe kalır, murdarlık kalır.
O insanın kendi kudretine ayarına göre.
İçindeki bakır miktarına göre, onbeş ayar, yirmi iki ayar, beş ayar,
Sahte ise, o başka hikaye!
Rasûlullahu Sallallahu Aleyhi Vessellem Efendimizi böyle aldılar.
Cesedi mübârekinen Turfetu’l- ayn içre yani gözünün kapayacağı sırada aldı götürdüler Kudüs’e kadar.
“Ondan sonra ne oldu?”
Ondan sonra kul olarak kimseye söz söylemek müsadesi yoktur.
Ağzinâ fermuar geçirirler insanın.
“Ordan öteye ne oldu?”
Bizim aklımıza dökülmez.
Hz. Cebrail geldi. Rasûlullah Efendimizi Sallallahu Aleyhi Vessellemi hacca gidenler var ise, Mutaf kısmı vardır Kâbe’nin.
Birde önünde ay gibi bir yer vardır.
Hz. İsmail’in şeyi dir orda kabri.
Rasûlullahu Sallallahu Aleyhi Vessellem bazı geceler orada uyurmuş. Oradan geldi aldılar O’nu.
Nurdan bir ata bindirdiler.
Anlamamız için diyoruz ata bindirliler.
Burak’a bindirdiler, sesten, ışıktan, elektrikten suratlı.
Rasûlullahu Sallallahu Aleyhi Vessellem bindi ona gittiler.
“Nereye gittiler?”
Ne senin aklın erer buna, ne benim ki. Hiç birimizin. Gittiler işte.
Mi’rac uructan geliyor. Yani çıkıyor. Göğe mi çıktı.
Biz biliyor sunuz dua edeceğimiz zaman göğe doğru bakarız.
Cenâb-ı Allah gökte midir?
Hâşâ sümme hâşâ.
En güzel yeri O’na orası bulduğumuz için göğe bakarız.
Göğ çünkü temizdir.
En münasip yeri orayı gördüğümüz için göğe kaldırırız “Yâ Rabbî “diye.
“La yesa’ani fil ard.” Hadis-i Kudsî.
“Ben namutenahi kâinata sığmam!” diyor Cenâb-ı Allah.
“Hakiki mü’minin, secde yapan mü’minin kalbinin içine girerim!” diyor Arabçada. Hadis-i Kudsî.
Onun için Rasûlullahu Sallallahu Aleyhi Vessellem Buraka bindiği gibi Miraca teşrif etti.
Mi’racta neler oldu?
Mevlüd de gördünüz Süleyman Dedeoğlu ne güzel anlatmış.
Öyle şeyler olmamış bizim anlayacağımız şekile sokmuş.
“Geldi ordan oraya durdu.
Ordan sesler geldi bilmem ne etti.”
Onlar bizim aklımızın ereceği şeyler değil.
Bütün beşeri perdeler ref’doldu.
Mekan ortadan kalktı.
Bütün gözümüzdeki perdeler, Rasûlullah’ın gözündeki perdeler.
Mekan ortadan kalktı.
Senli-Benli Allahu Lemyezelnen karşı karşıya geldiler Cenâb-ı Allah’la Cenâb-ı Peygamber.
“Nasıl geldiler karşı karşıya?”
Bunları anlatmağa yeltenirse İKİlik yaparız.
Demek ki Cenâb-ı Allah’ın sarayı var.
Oraya gitti, oturdular sohbet ettiler.
Anlatmak için kelime yok.
Yani insanın içinde El Hayy Esmâsı var.
Allah” Ben size yakinim diyor sizden.”
İşte onu anladı o anda.
Onun için namazda mi’racta emrolunmuştur Cenâb-ı Peygambere.
Onun için miraci’l- mü’minin namazdır.
Efendim namazda ama biz uçmuyoruz?
Rasûlullahu Sallallahu Aleyhi Vessellem Efendimizin cesedi hususi sûrette yaratılmıştır.
Hususî sûrette terfi görmüştür.
Elem neşrak leke sadrak.
İçi açılmış, yıkanmış, temizlenmiş.
Hususî bir terbiye, hususî bir yaradılış, hususî bir nur ile olduğu için cesedi mübârekleriyle Huzur-u İlahîyeye kabul edilir..
Bizim daha bağırsaklarımızın içinde cife dolu.
O cifeynen ancak ruhen mi’rac yapabiliriz.
Bu pisliknen yapamayız.
Onun için bu üç gün kaldı Şabana.
Şu üç gün biraz mideni boş bırak.
Gece de sâcid ol biraz.
Allah’ın bu ayda inen bir âyet-i var ki, Cenâb-ı Allah’ın imzası o biliyorsunuz.
“Kul hüvallahü ehad.”
Bu âyeti de geceleri okuyun.
“Ne çıkar?”deme, “Ne çıkar?” deme.
Aşşağıda görürsün çıkacağını.
Aşağıda çok güzel televizyonlar var orada görürünür.
Bunu, üç gün oruç, Allah’onun önüne üç tane sıfır koyar.
Bu gün son üç gün.
Mi’ractan, mi’rac gecesinden o Şaban ayı girinceye kadar o üç gün var ya sen oruç tut.
“Efendim Cuma ya geldi.”
Cuma günü de tut…
Dr.Münir Derman (k.s.)