İLÂHİ mıknatısiyet insanı çeker..

İlahi mıknatısiyet insanı çeker. Fakat çekilecek nesne olmak lâzımdır..
İçin Riya, hased, dedikodu, haram ile dolu olursa, mıknatısiyet her ân mevcut,
sen çekilme hassasını kaybettin demektir. ALLAH’ ın huzuruna bu şekilde kabul
edilmezsin, kabul edilmez değil,cesedin utanmasından, senin haberin olmaman
seni götürmüyor demektir.
İşte bu anlaşamamazlığın arasındaki boşluk, (şeytan) dediğindir.
ALLAH’ı ananların yanına şeytan sokulmaz.Abdestli olanın yanına şeytan
yaklaşamaz kabahatleri, gafletleri başkasına yükleme…
ALLAH, kul yine utanmasın diye, belki tövbe ile kendini yıkar diye, büyük
hayasından dolayı araya şeytanı sokar, temizlendikten sonra gelsin diye, bunu
belki anlar. Şeytan zaten uzak kalmışların sırrıdır. “Uzak kalma”; yanaşma, tâzim,
edep ve temizliğine henüz varmamış olmandandır ….
Kul ALLAH’ tan razı olmalıdır. ALLAH, kulundan razıdır.
Doğruyu bulma arzusu arttıkça gaflet azalır. Bunu içindir ki ibadetlerde uyku
azalır. Meleklerde bundan dolayı uyku yoktur. Cennette uyku yoktur. Uyku
gaflettendir ve bir noksandır.
Hayır işler hayır olmadadır. Şer işler gaflette toplanmıştır.
Zahiri ukudan kurtulmak için:
Az yemeli, az içmelidir. Çok yeyip içenlerde uyku çoktur. Çok yiyenler rahat
ibadet edemezler. Oruca dayanamazlar. Bilhassa haram yiyenler tam gaflet
içindedirler. Haramın azı da çok sayılır.
Kısmet olmayan bir şeyin ardına düşmek bir yüktür ve dünya azabıdır.
En büyük dert, imkânsız şeylerle uğraşmaktır. Kısmetine yazılı şeyi istemek de
ayrı bir görgüsüzlüktür. Daha doğrusu hırs’ dır. Nimet’ in sahibi ALLAH’ dır.
Her belâ bir suçun cezasıdır. Her darlık işlenen işin karşılığıdır.
Büyüklerde bunlar başka türlüdür. Ne suçun cezasıdır belâ, darlık, ne fena bir işin karşılığıdır. Bu bir hikmet’ dir. Merdiven çıkarken insanı yorar.
(Zikrimle uğraşıp benden bir talepte bulunmayan kimseye, dua ederek ihtiyaç
gösteren kimselerden fazla ihsan ederim. “Hadis-i Kutsi”)
Dünyada doğruluk köprüsünden geçmek, sırat köprüsünden geçmekten
daha çetindir.
Bu yolda yürüyenler geri dönemezler. Dönenler ancak yoldan dönenlerdir.
Hazret’i Musa ağaçtan şu hitabı duydu:
(Ben ALLAH’ ım) Şimdi, “işte o ağaç Allah’ dır” dese küfre düşer. Ve yine her
kim ” bu sözü Allah söyledi” dese yine küfre düşer.
Suret-i tecellisine bu şekilde itikad etmek lâzımdır.

İlâhi esmâ’ ların su ve toprakla karışmasından husule gelen şekil insandır.
Bu şekil insan cesedi’ dir. Ki, onda oturmak ve bütün hassa ve İLÂHİ hünerleri
göstermek için, ALLAH’ ın emrinde olan RUH’ a verilmiştir. RUH bu cesette iken
konuşur, işitir, görür. Bu cesede ( ERREZZAK ) ile rızık verilir; ( ELKAVİ ) ile kudret
ve kuvvet verir, enerji verilir.

RUH, bu cesette insan ismini alır. Bu menbadan feyezan ile fazilet, merhamet,
şefkat, adalet ve bütün ulvi hassalar dediğimiz RUH’ un ademiyet hamulesinden
nebean eder.Bu misafire hürmet için temiz olmak, haram sokmamak, haset
etmemek , dedikodu etmemek lâzımdır.

( ALLAH’ ın öyle kulları vardır ki, diğer kullara baktıkları zaman onlara saadet
libası giydirirler. “Hadis-i Şerif’ tir” )

Bu gibilerle konuşanlar Lâfzan onlara hürmet ederler.Bazen şüpheye düşer
bocalarlar. Karşılarındakileri daima gaflet içine sokarlar. Böylelikle kendilerini
saklarlar. Bazıları da onları hakikaten sezerler. Hürmet ederler. Onların zamanı
geldi mi feyz ve sevgilerine mazhar olurlar.

Kimisi hoş bir koku duyarlar, kimisi hallerinden bir hisse alırlar, kimisi onların
yanında bir ferahlık içine gömülür, bir çokları da haset zincirinden, kibir elbisesinden,
gururdan kurtulamayıp, büyük bir şüphe içinde yarı uydurma bir hürmet izhar ederler.
Benim küçüklüğümde insanlar dikeni olmayan güller gibi idi, şimdi gülü
olmayan diken halindedirler.
Kur’ ân-ı Kerim, Ramazanda nazil olmuştur.

Niçin diğer aylarda değil. İslâm’ da tesadüf diye bir şey yoktur. Hepsinde bir
hikmet vardır. Tesadüf kelimesi şüphecilerin lügatında bulunur. Tesadüf kelimesi
arapçadır. Kur’anı Kerim’ de bu kelime geçmemiştir. Çok dikkat buyurun insan
oruçlu iken Kur’an-ı Kerim’in hakka iki kalbe nazil olur. Onu daha iyi anlar. İnce
manası var, çok düşününüz Mide boşluğunun hududu çileye kadar aç dur demektir.
Efendim insan açlıktan ölür, diyeceksiniz. İnsanı ALLAH doyurur. Midesi boşalıp
ölen hayvanlardır, unutma. Benzini bitip stop eden makine gibidir.
Şüphede olmayın.
Şüphe yolundan çıkmayana bir şey vermezler. Hiç şüphe etmemek ihlâs’ dır.,
Şüphe imanın zelzelesidir. Hepsini yıkar, yerle bir eder.

Susmak kemâldedir. Susana kemâl gelir.

M.Derman (k.s)
29.12.1973

2 thoughts on “İLÂHİ mıknatısiyet insanı çeker..

  1. Bu mübarek zatın sohbetlerini yayınlay bizleri ulaşması mümkün olmayan bu hazine degerindeki bilgileri hazırlayıp gönderen emegi gecen mübarek zatın bütün gecmişine gelecek nesline Rabim güzel işlerinde muvaffak eylesin Allah razı olsun.

    1. Amin ….Allah razi olsun…sizlerden de..Çok kıymetli manevi hazine bizim içinde..

Comments are closed.