Cenab-ı Allah’ın (C.C.) selâmı üzerinize olsun, Resulullahı Aleyhi vesellem’in ruhaniyeti hepinizin kalbine doğsun.
Resulü Ekrem Efendimiz, rüku ve secde nedir bilir misiniz diye sormuşlar. Eskiden kapı çalmak için halkalar vardır. Halka ile kapı çalınır içeri girilirdi. Rüku ve secde de varlık halkasiyle Allah kapısını vurmaktır buyurmuştur. Yani Ya İlâhi kapına geldim demektir. Bundan sonra mübarek iki alemi gören gözlerinden yaşlar gelmiş. Neden ağladığını sormuşlar. Herkes nasıl ki siyah saçlarının beyazlanacağını bilirse Cenab-ı Peygamber de ileride neler olacağını öyle bilirdi. Ağlamam ahir zamanda gelecek ümmetim içindir, buyurdu. O zaman İslâmın her ipi kopacaktır, elde yanlız namaz kalacaktır. Namaz Allah kapısını çalmaktır. Dua ediyorum ki ahir zaman ümmeti namazını bırakmasın.
Namazlarına devam et başın secdeye gitsin. Allah (C.C.) istemezse siz camiye giremezsiniz. Cenab-ı Hakkın müminlere gösterdiği sevgiyi tozla bile zedelemeyiniz. Amel başka iman başkadır. Amel imanı tamamlayan bir iştir. Amelin yapılmaması imanın zayıflığından ileri gelir. Ne ile meşgul olursan ol sakın sabah namazını kaçırma o kulluk namazı değildir. Sabah namazının kıymeti çok büyüktür. Güneş doğduktan sonra öğleye kadar tehire kalmış olarak kılınabilmesi de onun değerini ortaya koyar. Müezzin: Allahüekber, dediği zaman sen hiç olmazsa sağ kolunu yıkamış olmalısın. Yani daha önce abdestli bulun. Bunlar hadislerdir.
Resulü Ekrem Efendimiz sahabesini, ümmetini severdi. Fakat sahabelerin veya ümmetinin bundan bir istifadesi olamaz. Ümmetin veya sahabelerin Resulü Ekrem Efendimizi sevmesi lâzım. Sahabe veya ümmet Cenab-ı Peygamberi sevdikleri zaman Resulü Ekrem Efendimiz de onu veya onları sevmeye mecbur olur. Bu suretle fayda temin edilebilir.
Resulü Ekrem’in şeffatine nail olmak için sen onu seveceksin. İşte muhabbeti Resul, potayı Resulde erimek budur. Ahirette Allah yüz karalığı vermesin, Âmin.
Kainatta bir nizam vardır. Güneş doğudan doğar, batıdan batar. Muayyen zamanlarda mevsimler değişir. Herkesin kalbi sol taraftadır. Karaciğer sağdadır gibi değişmeyen ilâhi ve maddi kanuna tabiyiz. Kanunu ilâhi kelimesini ilâve edenler başını secdeye koyanlardır. Hiç gülden menekşe çıktığını, kedinin fare doğurduğunu işittiniz mi? Hiç bir zaman değişmez. Ayni şekilde fazilet, şefkât, merhamet v.s. bunlarda değişmez kanunlara tabidir. Bir gün toz duman ortadan kalkacak kimin atlı, kimin yaya olduğu belli olacak. Zengini zenginlik, yoksulu yoksulluk kurtarmıyacak. Hazreti Peygamberimiz : Az kaldı yoksululk küfroluyordu, buyurmuş. Bu hadis her kafaya sığmaz.
İnsanlar Alah’a inanma kabiliyeti ile doğarlar. Onun için mümindirler. Ölürken de göz perdeleri açılır “ha böyle imiş “diye inanır mümin olurlar. Fakat yaptığı hatalar için müsade edin de kamçı yesin. Her ne kadar mümin doğup mümin ölüyorsa da hataları olan ceza görecektir. İlâhi adalet tecelli edecektir. İslâmda huşu ile başını öne eğmek vardır, böbürlenmek yoktur. Namazı Allah’ın emri diye kılın, orucu yine Allah’ın emri diye tutun. Oruç ruha aittir. Kalp v.s. gibi hastalıklar cesede aittir. Şu hastalığım var, bu hastalığım var diye oruç tutmamazlık etme. Hastalığı bahane edipte yana kıvırma, kendini. Hadisi şerif : Yalandan hastalık icad eden hakikaten hasta olur İslâm dininde bazı haramlar tahditlidir. Meselâ baktınız ki açlıktan öleceksiniz domuz etinden başka yiyecek bir şey yok, o zaman hınzır eti helâl olur. Yiyebilirsiniz ; ama bu midesine bağlı olanlar için. Cenab-ı Allah insanı imtihan eder. İnanışını imtihan ediyor. Ben öleceksem o eti yesem de ölürüm yemesem de. Madem ki Cenab-ı Hak emretti yemeyeceğim. Kadere inanmak lâzım.
İslâmda mertebeler vardır. Onbaşıdan tutun, Maraşale kadar çıkan rütbeler vardır. Hepimizin yerleri başka başkadır. Yanlız kadere inanıyorum deyip de körükörüne boyunduruğa girmeyeceksin. Meselâ : Hazreti Ömer zamanında ordu bir kaleyi 25 gün muasara ediyor zaptedemiyorlar. Ertesi sabah ordu hep birden namaz kılıyor son hücumu yapacakken birisi geliyor Hazreti Ömer’e kolera var diyor. Bunun üzerine Orduyu geri dön emri vermiş. Aşereyi mübeşşereden (yani dünyada iken cennetlik diye müjdelenenlerden) Hazreti Talha ; Ya Ömer, kaderden mi kaçıyorsun, demiş. Hazreti Ömer, Hayır, bir kaderden bir kadere gidiyorum, demiş.
Su pislendi mi Cenab-ı Allah güneşe onu yukarı çek der buluta onu iyi bir yere götür der, temizlenir yağmur halinde yağar, nihayet denize ulaşır. Bu sudan maksat VELİLERDİR. O velilerdeki can insanın kirlerini yıkar, tertemiz yapar. 250.000 kişiyi kurtarır. Hakiki velinin gözyaşı. Aç durumda birçok yiyecekler vardır. Çeşit çeşit akıl vardır. Güneş gibi akıl, yıldız akıl, ateş, kıvılcım gibi akıl. Oruç tutuyorsun bunun hangi cins olduğunu kendin tayin edebilirsin. Eğer çarşıda oruçlu dolaşırken canın domates ister alırsın, kahve alırsın yetmez başka şeyler alırsın işte bu sarhoş mumu gibi akıldır. İftar zamanı bu yetmez şunu niye pişirmedin diye kızarsa o orucu tutmuyor. Tekme atıyor demektir. İnsan olan iftar zamanı melekleşir. O zaman kendini fırçaya sür bak ne güzel kokarsın. Meylin olmasa sabrın manası kalmaz.
Sabır hilesi olmayanın hilesidir. Kendini teslim etmek lâzımdır. Bana vız gelir Cenab-ı Allah ne isterse onu yapar. Düşman yoksa ordu sahibi olmaya ne hacet. Gözden damlayan katrelerin her birinde yüzlerce cevap vardır. Arşı bile titretir. İnsandaki istekler uyumuş köpeklere benzer. Onlarda hayır, şer gizlidir. Belli olmaz. Bir insana gölgesi düşman olursa çok fena. Bir insan şükrederse gölgesiz olur. Mum gibi. Alev gibi, mumu yapan der ki seni yok olman için yapıyorum mum da ben de yokluğa kaçtım der. Beden ise bunun aksi yok oldukça canlanır. Rüyada uçarsın. Uyanıkken uç bakalım. İnsan cesedini yok ettikçe canı daha kuvvetlenir. Can mumunun alevi Allah’a ait alevdir. Şebnem yağmur yokken görülür. Bir otu düşünün. Temiz suyu emer topraktan gıda alır. Yeşillenir bir hayvan gelir onu yiyiverir. O halde ot hem yer, hem yenir. Allah’tan başka her varlık böyledir. Balıklarda birbirini yer.
Allah (C.C.) ne yer ne içer. Kulhüvallahu ehad….. Bu dünyada lemyelid sırrına vakıf olanlar ölümsüz olur. Allah dostunun elini tutan Allah’tır. Böyle bir adamın eline yapışırsan yiyicilerden kurtulursun. Zamanın en büyük kutbu vaktin Peygamberi gibidir. Resul onda tecelli eder. O eli tuttunmu sahabelerden biri olursun. 10 sahabe cennetle tebşir edildi .Sebebi : Kıyamete kadar bunun mümkün olacağını göstermek içindir. Dikkat et ava giderken avlanma.
Serçe bile önüne ardına bakmadan yemine gitmez. Tevbesiz ömür baştan başa can çekişme sayılır. Allah sende bir şey görmezse başka bir gönül sahibinden sana bakar. Gönül sahibinin gönlü küre şeklinde ayna gibidir. Bir vasıta olmayınca Allah nazar etmez. Kimseyede rızık vermez. Cennet anaların ayakları altındadır. Anan da gönül sahibidir. Karanlıkla ışık bir arada olmaz. Veliler de bilinmez. Allah yoku var gösterdi. Rüzgarı örttü tozu gösterdi. Düşünce gizlidir, dedikodu ortada. Pazar yerlerinde hokkabazlar yoku var gibi gösterir. Sihirbazlık yaparlar. Halktan para çekerler. Mal senin evinden dışarı çıkmaz ne kazancın varsa o sana kalır. Dost gelir alır mezara kadar götürür, bir Fatiha okur döner geri. Cebrail Resulü Ekrem’e neşteri vurur sadrını temizler bizim gibileri de bir Allah dostu şakkı sadır yapar, temizler. Böyle bir Allah dostunu Allah hepimize nasip etsin. Kaza ve kader geldimi herkes aptallaşır. İlâç da fayda vermez. Allah dostunun gönlü med cezir halindedir. Taşar, çoşar durur. Nefsinin tekmesinden kurtulanlar istifa eder. Kalp kandiline su karıştırma yanmaz. Sen 40 gün sabah namazına devam et ben sana taşı döndüren dereyi göstereyim. Rus astronotu 300.000 km. süratle dönerken boşlukta ayı, dünyayı görmüş bakmış, bakmış yanındaki arkadaşına : Allah var muhakkak demiş. Koskoca dünya boşlukta dönüyor. Güneş alev içinde dünyanın ortasında erimiş maden vardır. Cenab-ı Hak o ateşi içine almış üzerini rahmetiyle örtmüştür.
Üstünde çiçekler, otlar bitirmiştir. Kainatta milyonlarca yıldız vardır. Dünyayı bir saniyede 300.000 km. hızla 7,5 def’a dolaşır. Akıl almaz. Bir gün bu yıldızlar ben büyüğüm, sen küçüksün diye iddiya girmişler münakaşa büyümüş. Minicik dünya hiç sesini çıkarmamış. Diğer yıldızlar sen niçin konuşmuyorsun diye dünyayı zorlamışlar. Cevap vermemiş, sükut etmiş. Sükut bir nevi düşünerek konuş diye,sükut edenin konuşana ( Edepsizlik etme diye ) ihtarıdır. Dünya sesini çıkarmayınca etrafına toplanmışlar yoksa seni ezeriz demişler. O da : İçinizde en efdali benim demiş. Çünkü bu kainatı yaratan Allah’ın sevgilisi benim sinemde yatıyor. Yıldızların akılları başalarına gelmiş başlamışlar dönmeğe. İşte kainat dönüyor. Hazreti Mevlâna’da madem ki kainat Cenab-ı Mustafa’nın aşkına dönüyor. Ben de dönüyorum, diye semaya başlamış. Her an dönüyoruz. Bu dönme bir gün duracak. Resulullah hürmetine bu dünyaya kuyruklu yıldız v.s. çarpmaz. Hiç kainattaki yıldızlar trafik kazası olarak birbirlerine çarptılar mı göster bana. Ayet : Göz kamaştığı zaman, seni zorladıkları zaman, güneş aya girdiği zaman deniyor. Güneş aydan büyük olduğuna göre nasıl güneş aya girer, denilebilir. Güneş maddi alemi, ay manevî alemin mümessilidir. Bu ayetten şu anlam çıkar : Ne kadar uğraşırsan uğraş insanın maneviyatı içinde madde eriyecektir. Yani kıyamet kopacaktır. Maneviyat maddiyata hakimdir. Kıyamet Medine’de kopmadan evvel Cenab-ı Allah Cesedi Resulü arz üzerinden kaldıracak dolayısiyle rahmet de kalkmış olacak.
Namaz jimnastik değildir. Bilerek kılınınca secdeden baş kaldırılamaz. Nur gibi insanın nurunun manevi menevişleriyle demek yapacaksın. İman eden, tozsuz, şüphesiz iman eden islâmdır.Namaz kılmasa da dinsiz olmaz. Amel başkadır. Amel imanın kemalini gösterir. Başını ömründe bir def’a secdeye koydu mu islâmdır. En kıymetli organ kulaktır. Peygamberler içinde gözsüz vardı fakat sağır yoktu. Ben kulumla işitir, kulumla görürüm diyor Cenab-ı Allah (C.C.) daima abdestli gezmek gerek : Ya Rabbi her an hazırım, demektir. Bir zaman gelecek ümmetlerin bütün bağları kopacak, yanlız namaz bağı kalacaktır. Bugün ahir zamandır ( Ahir zamanın 100 alametinden 97’si çıkmıştır.) Bir namaz kaldı, arkasını bırakma, zarar görmezsin. Amel insanın içinde mevcut olan bir nurun ortaya çıkmasıdır. Kıla kıla insanda hakiki nur ortaya çıkar. Onu arif adam görür. Mümin müminin aynasıdır. Herkesde Hayy esması var. Cenab-ı Peygamberimiz sese dönerken bütün vücudu ile dönerlerdi. Vücudunu çevirmekle boynunda haşa arıza olduğuna hükmedilmesin. Gelen sesde de nur var diye ona hürmeten dönüyorlar. Onun için yavaş konuşulur. Cenab-ı Allah (C.C.) yavaş konuşmayı sever. İkinci olarak da Allah’a (C.C.) hürmeten yavaş konuş. Kur’an okurken Peygamber Efendimizin, onun sesinden yüksek okumayın. Tazim ceket iliklemek değil, içinin içini iliklemek demektir. Resulu Ekrem, sahabesini de ümmetini de severdi. Fakat bunun ümmete, sahabeye faydası yoktur. Çünkü ümmetin sahabenin Hazreti Peygamberimizi sevmesi lazımdır. Resulu Ekremi sevenlere onun şefaati farz olur. Cenab-ı Allah insanda ATOM HÜZMESİNİ VE NURU RESULULLAHI YARATTI. Ey insanlar durmadan salavatı şerife getirin, diye ayet vardır. ( Allahümme salli ala……..) demek Ya Rabbi Hazreti Muhamed (S.A.V.) vasıtasıyle bizleri (Hazreti) Muhammed nuruna mağfiret et demektir. Herkes veli olabilir.
V e l i l i k V a c i p t i r ç a l ı ş ı r s a n o l u r s u n. İnsanla Allah (C.C.) arasında Resulullah vardır. Selâvatı şerife getirerek Peygamber Efendimizin RAVZASINI BOMBARDIMAN et. Birden Ravzadan pencere açılır, sen bağırırsın değişirsin, temiz insanlarda herkeste görünmeyen şeyler zuhur eder. Allah’ın (C.C.) evliyalarını Allah’tan başkası bilmez. Selavatı şefire çekerken kendinizi sigorta ettirin o da : “Lâ İlahe İllallâh……..” demekle olur. 70.000 kere çek cebine koy. Ölürken kendi kendine hediye et. Hadis var bunun hakkında. Bu islâmın sigortasıdır. Duanın dergâhı ilâhide kabul olması için başında sonunda selâvati şerife çek. Kim kabrimin yanında bana selavati şerife getirirse onu Allah (C.C.) bana duyurur, diyor. Peygamber Efendimiz uzakta da çekilse seyahat eden melekler ulaştırır. Cuma günü selâvat getirin. selâvat getirdikçe perdeyi aralarsın. Yanaştıkça perde kalkarken içeri dalıverirsin. Hadisi Şerif : Allah (C.C.) ile öyle bir anım olur ki oraya ne veli ne de melek giremez. Efendimizin ruhani tarafı
C e b e r r u t nurundan yaratılmıştır. Abdestli gezmek Allah (C.C.) Resulullah’a karşı edebin en büyüğüdür. Telefon merkezi kalpdir. Abdestli gezmekle kalbin telefonu açık olur. Hazreti Muhammed ismi Kur’an’da yanlız üç yerde geçer. Bu ismi her zaman kullanmayın. Cenab-ı Hak Kur’an’da Ta ha diyor, Elif lam mim diyor. Resulullahı Sallahü Aleyhi Vessellem hadiste: Benim ismini çocuğuna koyan cennetliktir. O ismi örseleme içini temizle. Hazreti Petgamberimize ilk ayet : “İkra bismikellezi ” inince başlarmış titremeğe. İlahi ihtizas başlıyor. Edebinden görünmesin diye örtün diyor. Settar esmasına bürünüyor.
Peygamber Efendimiz muhterem validelerinin vücudunda iken pederi vefat ediyor. 6 yaşında annesini kaybediyor. amcaları Abdülmuttalip alâkadar oluyor, Hazreti Amine hasta oluyor, Medine’ye gönderiyor. Hazreti Resulu Ekrem 6 yaşında, beraber gidiyor. Bir yere geliyorlar. Hazreti Amine bir kabir başına geliyor işte baban burada yatıyor, diyor. Peygamber Efendimiz yetimliğin acısını o anda hissediyor. Gözleri doluyor. Medine’de 3 ay kalıyorlar. Hazreti Amine beni Mekke’ye gönderin diyor.
Tam 1 km.lik bir mesafeye gelince Hazreti Amine fenalık geçiriyor. Peygamber Efendimiz ağlıyor Annesi kendini kaybediyor. Resulu Ekremin gözyaşı annesinin eline düşüyor, annesi gözünü açıyor :
Oğlum diyor herkes ölecek, ben de ölüyorum. Fakat ismim dünya durdukça ebediyyen baki kalcak, çünkü çok hayırlı evlât dünyaya getirdim, diyor. Ruhunu teslim ediyor. Peygamber Efendimizin ağalmaktan gözleri kapanıyor. Dedesi telaşa düşüyor. Taifte bir manastır var oradaki hem rahip hem doktor olana götürüyor. Rahip bakar bakmaz başka bir insan olduğunu anlıyor. Onun şifası kendindendi boşuna getirdiniz diyor. Peygamber Efendimizin tükrüğünü sürüyor. Gözleri açılıyor.Tabii Peygamber tükürüğü.
Hazreti Ümmü Eymen Resulullah’ı büyütüyor. Hazreti Peygamberimizin peygamberliği anlaşılınca da Ümmü Eymen sağdı. Bir gün Ümmü Eymen Hazreti Peygamberimizden izin istiyor Mekke’ye gidiyor. Hazreti Peygamberimiz onın için anamdan sonra ikinci anamdır, derdi. Deve ile oraya üç günde gidilir. Yolda Resulullah Efendimizden su istiyor getirince içiyor. Şöyle demiş : Resulullahtan su istemeni edep harici olduğunu idrak ederim ama yarın ruzi ilâhide bana hitap gelirse Ya Rabbi senin Resulünün elinden su içtim demek için istedim. Mekke’ye ikindi vakti yanaşmış. Oradakiler başlamış Ümmü Eymeni kamçılamaya. Geri dönmeye mecbur etmişler. Gece vakti başlamış yürümeye. Üçüncü gün olunca artık dayanamamış, Ya Rabbi ben artık sana kavuşurum, bu dudakları çatlatma senin Resulunun elimden su içtim. Selâvati şerife getireyim demiş. Kumların içinden iki el bir tas buz gibi su uzatıyor, bu suyu içiyor. Hayat buluyor, tekrar yürümeye başlıyor ve Medine’ye geliyor. Allah (C.C.) her şeye muktedirdir. Bu ayeti bilene bir şey denmez. (Ve hüve alâ külli şey’in kadir) Bir rivayete göre bu olaydan sonra Ümmü Eymen ya 8 ya 12 yıl yaşamış ve bu müddet zarfında ağzına su koymamıştır.
Kur’an-ı Kerim gayba inananların kitabıdır. Aklını başına topla söylenenleri bal gibi kabul et. Dedenin inandığına inan. Şüphe aklın zelzelesidir. Aklını karıştırma. Bütütn kainatı düşün sayısız güneşten büyük milyonlarca yıldızlar var. Düşüncenin durduğu yokluk yokmu işte Allah (C.C.) oradadır.
Güneş dünyanın maddi tarafının mümessilidir. Öyle olmasa idi gece çalınırdı.Gece ay manevî alemin mümessili onun için manevî tarafı maddî tarafını daima yener.
” Yüsebbihu lehü mafissemavati…….” Bütün kainat Allah’ı (C.C.) tesbih eder.
İnsan bedense ruh nedir ? Ruh ise beden nedir ? Bunların her ikiside birbirini gizliyor. Ruh çağırmak saçmadır. Allah’ın (C.C.) emri olmadan hiç bir ruh çağrılmaz. Gelsin de benim yanımda çağırsın.
Beden Gönlün gölgesinin gölgesinin gölgesidir.
Mahsülün adı dane değeri saman çöpüdür. Ruh bedensiz iş görmez. Bir avuç toprak baş yarmaz. Su döksen o da yarmaz fakat su ile toprağı karıştırıp kerpiç yaparsan yarar. Çünkü nankör değildirler. İnsan kendini unutuyor. Ayrılış günün de toprak aslına döner. Allah’ın (C.C.) suyu ile tozunda birer hikmet vardır. Başka ne birleşmeler vardır vücutta. Oruç Hazreti insana mahsustur.
Zahiri bir amel değildir. Sır vardır. Hay esmasiyle errezzakı bir tarafa bırakıp Allah’a (C.C.) konuşmaktır. Ya Rabbi senin rızan için tuttum, senin kapını çaldım, seninle görüşeceğim. Onunla konuşmak için uykusuz, aç kalacaksın. O yemez içmez.
Ben ülemayım diye kibir edenler 40 – 50 – 60 nihayet 100 sene sonra yok. Bugünkü insanların hiç birini 100 sene sonra göremezsin.
Beden zayıflar, ruh zayıflamaz. Şikayet küfürdür. Kanaattan kimse ölmemiştir. Allah (C.C.) nuru ile gıdalanan müslüman Kur’an’dan ayet olur. Hemde o kadar gizli merdivenler vardır ki göğe çıkar. Basamaklarda resullar vardır…
M.DERMAN(k.s)
7.12.1968 sohbetten alıntı.